Reklamci olmak mi istiyorsunuz?


Reklamcı olmak mı istiyorsunuz?

Reklamcılık gerçekten çok dinamik ve hareketli bir sektör. Özellikle bir prodüksiyon şirketinin içine girdiğinde bu rahatlığı ve dinamizmi hissedebiliyor insan ancak herşey bu kadar güllük gülistanlık mı ?


Doğru. Ben de dahil olmak üzere reklam sektörüne bu özelliği sayesinde fazlaca ilgi gösteriyorlar. İşin içine girince her mesleğe özgü olarak bir takım zorluklar var. İşin yapısından kaynaklanan, biraz daha farklı olarak anlık problemlerden kaynaklanan zorluklar reklamcılıkta biraz daha fazla karşımıza çıkıyor.

İnsanlar sıradan, normal, tekdüze kariyer yaşantısından uzak durmak ve buna alternatif olarak reklamcılıkta kariyeri tercih ediyorlar diyebilir miyiz? Daha özgürlükçü olanlar reklamcılığa daha yatkın olduklarını düşünüyorlar diyebilir miyiz?

Levent Tunca: Reklamcılığı katılımcıların nasıl anladığını ben biraz konuşmak istiyorum burada. Reklamcılık çok geniş bir silsile aslında sadece yaratıcı fikir üretmekle olmuyor bunun öncesinde ve sonrasında yapılması gereken epey bir iş var. Stratejik planlama, fikir yaratımı, senaryo, göreselleşme, yapm ve medyada yayınlanma aşamaları var. Bunların hepsine baktığınızda reklamcılığın bu kadar yaygın talep görmesinin nedeni de bu geniş yelpaze içerisinde kişilerin kendilerine uygun işi bulabileceklerini düşünmeleri. Bu tabi çok renkli ve işin içine girdiğinizde zorlukları da olan bir iş kolu.

Reklamcılık dediğimiz zaman reklamcılık içerisinde insanların çalışabilecekleri farklı farklı kariyer olanaklarına sahip olabilecekleri bölümler de var. Prodüksiyon bunlardan bir tanesi, metin yazarlığı bir başkası. Siz kendi grubunuz dahilinde eleman alırken hangi işe nasıl özellikte bir insanı yerleştireceğiniz konusunda nasıl karar veriyorsunuz?

Levent Tunca: Öncelikle kurumun içinde hangi işin nerede durduğunun belirlenmesi gerekiyor yani organizasyon yapısının, şemasının bir çıkması gerekiyor. Daha sonra bu organizasyon yapısı içindeki iş tanımlarının oluşturulması gerekiyor. Bir reklam ajansında stratejik planlama, yaratıcı grup, grafik müşteri ilişkileri ve prodüksiyon bölümleri vardır. Her bölümün gerektirdiği özellikler yapılan işe göre değişir. Örneğin bir metin yazarının ön planda olmasını bekleriz ve metin yazarı işe alacaksak bu yetkinliklere sahip olup olmadığına bakarız. Bunu da insan kaynakları birimi ve kişinin işe alınacağı birimin yaptığı mülakatlar yoluyla yaparız. Yetkinliğin varlığını gösteren bir takım davranışlar ya da olmadığını gösteren bir takım davranışlar vardır.Bunlara bakılır, testler uygulanır ve o kişinin yetkinliklerinin, kişiler özelliklerinin, davranış özelliklerinin o işe uygun olup olmadığı araştırılır.

Bu saydığınız bölümler arasında, hangi bölüm için hangi yetkinlikleri ön plana çıkartarak işe alım yapıyorsunuz?

Levent Tunca: Örnek olarak yaratıcı grupta yer alacaksanız ve metin yazarı olacaksanız yaratıcı olmanız, sözlü ve yazılı iletişimde iyi olmanız beklenir.

Nasıl tespit ediyorsunuz peki bunu?

Levent Tunca: Dediğim gibi bir takım testler var, örneğin Thomas. Başka ajansların kullandığı bir takım testler de var. Kişinin daha önceden deneyimi varsa yaptığı işlere bakıyoruz. Birebir mülakatlar yoluyla kişinin özelliklerini anlamaya çalışıyoruz. Mülakatı yapan kişinin özelliklerine de bağlı, tecrübesine bağlı. Türkiye’nin büyük reklamcılarından biri anlatmıştı. Görüşmeye birini alıyor ve bir bahaneyle dışarı çıkıyor ve 3-4 dakika sonra geri geliyor. Geri geldikten sonra ilk sorusu ‘arkanızda ne var?’ oluyor.Yani göremediği yerde ne var. Siz odada yokken o kişi merak edip arkasında ne var diye bakmış mı? Merak, ilgi, heves, algılama. Kişinin bulunduğu ortamı değerlendirmesi. Bu çok güzel bir örnektir. Mülakat sırasında karşınızdakikişinin özelliklerini değerlendirmeye dair.

Staj çok kiritk bir nokta ve reklamcılık sektörüyle ilgili çok da tartışılan bir nokta. Reklamcılık sektörünün bu anlamdaki imajı da çok iyi değil, bozuk imaj problemi var. insankaynaklari.com kullanıcılarından İstanbul’dan İpek Yeğinsu bize bu paralelde bir soru sormuş. ‘Çok fazla reklamcıyla görüştüm hiç biri reklamcılık sektöründen kariyeri tavsiye etmedi. Çok az paraya yıllarca ayak işi yaparsın dediler.Ben ululsararası ilişkiler mezunuyum. Metin yazarı ya da art direktör olmak istiyorum sizce ne yapmalıyım?’Sıkıntı hem staj süreleriyle ilgiliolarak hem de az paraya uzun süre çalıştırma imajıyla olarak çıkıyor. Ne derece doğrudur ya da ne ebattaki şirketler için doğrudur?
Levent Tunca: İkisi birbiriyle bağlantılı. Uzun staj dönemi ve az paraya uzun süre çalıştırmak, ikisi de birbiriyle bağlantılı. Maalesef sektörde böyle bir imaj var. Biz kendi hesabımıza bu imajı yıkmak için kendimiz bir staj programı başlattık. Stajda bir de tanıdık problemi vardır reklam sektöründe de diğer sektörlerde de. Bunu engellemek ve gerçekten hakedene stajı verebilmek için websitemizde staj bölümüne girerlerse üç soruyla karşılaşacaklar. Herhangi birini seçip, 1000 kelimeyi aşmayacak bir yazıyla görüşlerini bize ulaştırırlarsa ve biz inceledikten sonra bu kişinin reklamcılıkla ilgili yetenekli, yetiştirilebilecek ve yararlı olduğunu görürsek o kişiyi staja davet ediyoruz.

Reklamcılık sektörününde çalışan sirkülasyonunun çok fazla olması, işin zor olmasından kaynaklanıyor olabilir mi?

Levent Tunca: Çok doğru. Eleman değişim oranı yüzde 20-25 civarında, bizim şirkette de o civarda. Ama kimler gidiyor, kimler değişiyor diye baktığınızda da genelde 5 yılın altında özellikle de bir senesi dolmadan giden insan çok fazla. Daha gençler, sabırsızlar, bazen ne istediğini bilmeden gelmiş, ajansta aradığını bulamamış olanlar var. 5 yılın üstünde değişim oranı düşük. Ajanslarda da kıdem süresi 5 yıl ve üzerindedir.

Reklamcıların çoğunun ofis boyluğundan yetiştiği doğru mu?
Levent Tunca: Ofis boyluktan değil ama zamanında reklamcıların çoğu ofis boy gibi çalışmıştır.

Reklamcılık için bu işin eğitimini almış olmak şart mıdır?

Oğuz Peri: Çok kişisel bir cevap olacak ama bence değil. Çevresini iyi takip eden, sosyal hayatı iyi olan, haberleri bilen, iyi bir kitap okuru çok rahat metin yazarı olur gibi düşünüyorum. Bunların dışında kendisine bir formasyon olarak iletişim okulu ekleyebilmişse bir artısı vardır ama tek koşul gibi görmemek lazım.

Levent bey siz kendi eleman seçiminizde bu işin okulundan gelenleri ön plana çıkarıyor musunuz?

Levent Tunca: Bu işin okulu derken ne kastettiğinize bağlı. Yani reklamcılık ya da iletişim bilimleri bölümleri çok yeni Türkiye’de. İstanbul Üniversitesi’nde var, Marmara’da var, özel üniversitelerde var. Reklamcının illa buralardan gelmiş olması değil ama bir üniversite eğitimi almış olması gerekir. Mühendislik ya da tıp okumuş olmasında oranla sosyal bilimler okumuş olması adaptasyonunu kolaylaştıracaktır. Sadece eğitim de değil, sosyal aktivite olarak da reklamcılığa ilgi duymuş olması, o alanda birşeyler yapmış olması, kendisini yetiştirmiş olması önemli bir artı olur.

Sektörde, özellikle giriş aşamasında nasıl ücretler söz konusu?

Levent Tunca: Giriş aşamasında 1000-1500 YTL arasında aylık nakit ücretler söz konusu. İleriki aşamalarda bu rakam yükseliyor tabi ki.

Kaynak:www.insankaynaklari.com